İnsanın yaşını sadece geçen yıllar belirlemiyor. Yaşlanma süreci asıl olarak hücrelerimize ne kadar iyi baktığımızla alakalı. Bu noktada 50 yılı aşkındır oldukça popüler olan ve başarıyla uygulanan mezoterapi alanında oldukça önemli bir gelişim kaydedildi.
Gençleştirmede kuantum sıçraması: Peptidyal Mezoterapi
Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Operatör Doktor Bora Ö Z E L, ülkemize yeni gelen ve kendi tabiriyle uygulama sonrası gençleştirme alanında kuantum sıçraması yaratan peptidyal mezoterapiyi anlattı.
Daha saf ve güvenli bir teknik
Öncelikle bu ürünle ilgili diğer mezoterapilerden farklı olan şey biostimülasyon ve biorevitalizasyon yapma kapasitesi. Hyalüronik asitin daha fazla miktarda kullanıldığı bu yöntem, kimyasal çözücülerin kullanılmamasından dolayı da yüksek saflık içermektedir. Ayrıca peptidyal mezoterapide diğer mezoterapilerde olmayan ve tıpkı kök hücrelerin yaptığını taklit ederek yeni kolajen ve elastin sentezlenmesini sağlayan kalsiyum hidroksiapatit bulunmaktadır.
Bunun yanında içeriğindeki prolin ve glisin aminoasitleri de yeni kolajen üretiminde hammadde olarak kullanılmaktadır. Peptidyal mezoterapinin bir diğer üstünlüğü ise Class III Medikal Device ruhsatına sahip olmasıdır. Bu da ürünün cilt altına enjekte edilebilir olması her açıdan güvenlik standartlarına uygun olduğunun resmi kanıtı ve belgesidir.
Ne kadar erken, o kadar iyi
Yıllar çok hızlı akıp geçerken cildimizde olan yaşlanmayı azaltmak elimizde. Her işlemde olduğu gibi bu işlere ne kadar erken başlarsak o kadar kazançlı oluyoruz. Cildimizin yenilenme ve tazelenme süresi 28 ila 45 gündür.
Peptidyal mezoterapi uygulanmasından hemen sonra cildin yenilenme süreci başlar bu sürecin en tepe noktası olan 21. gün civarında uygulama tekrarlandığında sonuç çok daha iyi olmaktadır. Uygulanmanın hangi sıklıkta olacağı kişiden kişiye göre değişir. Ancak ideal sıklık 3 hafta ara ile yapılan 2 ardışık uygulamadan sonra 6. Ayda tek bir uygulamadır.
Nerelerde kullanılır?
Peptidyal mezoterapi, yüz ve boyun dışında dekolte, el, genital bölge dahil olmak üzere ciltle ilgili akla gelebilecek her yerde uygulanabilmektedir. Ayrıca kendi klinik tecrübelerime göre göz çevresinde morluk şikayeti olan hastalarda da göz çevresi uygulamalarından sonra da başarılı sonuçlar elde ettik. Bu tedavi, ağızdan alınan uygun antioksidan gıda takviyeleri ile birleştirildiğinde ise sonuçlar çok daha yüz güldürücü olmaktadır.